Gün gelse, başınızdan aşağı bombalar ve füzeler yağmaya başlasa. Yaralanmış veya parçalanmış insan bedenleri ayaklarınıza dolanmaya başlasa. Hatta birkaç saat önce annenizin, babanızın, eşinizin, ya da biricik bebeğinizin enkaz altında kalmış cansız bedenini alsanız ellerinize. Bir akşam dünya acaba burada yaşananlara ne diyor, nasıl bakıyorlar bu duruma diyerek, geçseniz güç bela bulduğunuz bir televizyonun veya interneti çalışan bir bilgisayarın karşısına. En merak ettiğiniz ve en hassas olacağına inandığınız ülkelerin kanalları başta olmak üzere, başlasanız kanallar arası zapinge.

Star TV. Zühal Topal orta yaşın üstünde bir teyzeyi, kulakları pek de iyi duymayan bir amcaya vermeye çalışıyor. İş oldu olacak gibi. Orkestra veriyor coşkuyu. Sallanan mendiller, çekilen halaylar, atılan göbekler, kahkahalar, eğlencenin bini bir para. 

ATV. Esra Erol, genç sayılabilecek bir kadını, iyi giyimli bir beye pek de yakıştırıyor. Aman ikilinin arasına bir fitne girmesin diye orkestra veriyor gazı. Bundan sonrası vur patlasın çal oynasın. 

Fox TV. Muhafazakâr kesimin biricik delikanlısı Uğur Arslan ile bir zamanların halk müziği yorumcusu Songül Karlı yine aynı manzaralarla iki adayı baş göz etmeye çalışırken, başlıyor eller ve de kıvrak beller icrayı faaliyete.

Show TV, Kanal D, Kanaltürk, Flash TV dolaştığınız kanallarda yayın saatine göre karşılaşacağınız her türden eğlence programlarında, hoplayan, zıplayan, gerdan kıran, bir o yana bir bu yana kıvırmaktan nefes nefese kalan, her yaştan insanları görünce ne hisseder, içten içe ne derdiniz?

Tabii afetle sarsılan Japonya’dan izleseniz… Kuzey Irak’tan… Orta Doğu’da yangın yerine dönmüş şu veya bu ülkeden? Bir düşünelim ne olur? O felaket tablolarının orta yerinde kalan, acıyı iliklerine kadar yaşayan siz olsaydınız, etrafınızdaki insanların, sevdiklerinizin ya da insan olduğunu iddia edenlerin ne yapmasını, nasıl hareket etmesini isterdiniz?

Tatlıses vurulduğunda niçin kanallar normal yayın akışlarını kestiler? Seda Sayan üzgün ses tonuyla niye saatlerce günlerce matem programı yaptı? Bir alçak saldırı sonucu bir dostun yaralanmasına hiç olmazsa birkaç günlüğüne boyunlar büküldü.

İnsanlık büyük bir felaketin içinde. ‘Birlikte Yaşama’ adı verilen çocuk, alçak saldırganların saldırısıyla kafasından vuruldu. Kurşun kafatasını deldi geçti. İlk tespitlere göre, göğüs bölgesinde de ciddi bir kanama var, tahminlere göre birkaç kurşun da kalbi delip geçmiş.İnsanlık şimdi hassasiyet bekliyor. Bu bizim ortak dostumuzdu. Onu severdik. Ona inanırdık. Eğer şimdi hassasiyetimizi gösterip, hiç olmazsa tepkimizi göstermezsek, neticesi bir gün bizi de etkileyecektir.

Şairin dediği gibi: Bir yiğit vardı, gömdüler şu karşı bayıra/Üstünden kefenini gömleğini soydular/Aman kalkar diye üstüne taşlar koydular/Bir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra…

Gömülen meyyit, insanlığın ortak cenazesidir. Yaradan, etrafımızda insanlığın vicdanını kanatan katliamlar yapılırken, insanlık ızdıraptan inim inim inlerken, neler yiyip neler içtiğimize; neye gülüp neyle eğlendiğimize muhakkak nazar ediyordur. Onun için komşusu açken tok yatan bizden değildir sözü kutsaldır.(Hadis)

Beyaz’ından Yılmaz Erdoğan’ına, Zara’sından Latif Doğan’ına; Show’undan Star’ına, ATV’sinden Kanal D’sine biraz hassasiyet bekliyoruz. Bu kadarcık bir hassasiyet, insan olmamızın gereğidir diye düşünüyorum. Çünkü hayat Allah ‘a dönüşün durak yeri…

Allah tan herkes için hidayet niyaz ediyorum...

http://www.facebook.com/kadirx2