BİRDEN FAZLA HACCA VEYA UMREYE GİDİLİR Mİ?

 Gidinceye kadar hemen herkes böyle düşünüyor olabilir.
“Bir defa gidince, bir daha gitmenin ne anlamı vardır?”
Hak müyesser edip bir defa gidince de…
O zaman insanın içine o mübarek yerlerin sevda ateşi düşüyor.
O zaman insan böyle düşünmekle hatalı olduğunu anlıyor.

Önce şu hususu belirleyelim.
İbadetlerin nasıl ve niçin’i olmaz.
İbadet ibadettir.
Cenab-ı Allah emir buyurursa emir başımızın üstünedir.
Yerine gelecektir mutlaka.
Getirmemek kul olana yaraşmaz.
Resulüllah emreder yahut tavsiye ederse yine öyle.
Allah Resulü (sav) efendimizin tavsiyesi savsaklanmaz.
Bir devlet memuru düşünün.
Bu insan “Ben anayasada yazılı olana uyarım, başka şey beni bağlamaz” diyebilir mi?
Memursa, anayasaya da, kanunlara da uyacak.
Tüzüğe de, yönetmeliğe de uyacak.
Yönergeye de genelgeye de uyacak.
Amirlerinin şifahi emirlerine de uyacak.
Doğru mu?
Doğru.
Demek ki, “Kur’an’da varsa onu uygularım.
“Kur’an’ın dışındaki emirler beni bağlamaz”
Denebilir mi? Hayır.
Mecbur muyuz?
Evet mecburuz?
Resulüllah’ın emri ve tavsiyesi şaka götürür mü?
İnsanların en büyüğü emredecek,
İnsanların en üstünü isteyecek,
En yüce insan rica edecek.
Eeee… Sonra?
Nasılsa Kur’an’ın emri değil diye;
Resulüllah’a sırtımızı dönüp gideceğiz.
“Kusura bakma, Kur’an’da yoksa senin söylediklerin bizi bağlamaz” mı diyeceğiz?
Kimseye “Bir defa gittin, mecbursun tekrar gideceksin” denmez.
Ama bir kez gidince, “bir daha gitmenin ne anlamı var” da denmez.
Allah Resulü bir defa hacca gitmiş, doğru.
Birden fazla hacca gönderdiği yakınları vardır. Birden fazla hacca giden sahabe vardır. Peki, umreye kaç defa gitmişler?
Hz. Katade adlı sahabe anlatıyor. Hz. Enes’e “Resulüllah Efendimiz kaç umre yaptı?” diye sordum: Buyurdular ki: “Dört umre yaptı.”
1-Hicretin altıncı yılında Zilkade ayında Hudeybiye anlaşması sırasında yerine getiremediği umre.
2- Hicretin yedinci yılında kaza umresi.
3- Huneyn savaşı dönüşünde, Cirane’de niyetlenerek yaptığı umre.
4- Veda haccında, hac ile beraber yaptığı umre.
Asıl anlayamadığımız şudur.
Gezmek için ve tatil amaçlı olarak Avrupa’ya, Amerika’ya birden fazla gidildiğinde yahut ne bileyim spor müsabakalarına, olimpiyatlara, dünya şampiyonalarına, moda, sanayi veya otomobil fuarlarına gidince hiç kimse  “buralara gideceğine yoksullara yardım et” demiyor da niçin hacca ve umreye gittiğinde bazıları fakir babası kesiliyor?
Üstelik en fazla hayrı ve hasenatı dindar insanlar yapıyorken…
Anladık İslam dini aklı ve mantığı ön planda tutan bir dindir.
Doğru.
Ama herkes kendi mantığıyla din kuralı koysun demiyor ki?
“Bana göre din, size göre din, ona göre din…” olmaz.
Din Allah-u Teâlâ’ya göredir.
Din onundur.
Hüküm koyma yetkisi Allah’a ve Resulüne aittir.
Hangi şeyin ibadet olduğu veya olmadığı da, Allah’ın belirlemesi iledir.
Bir ibadetin hangi sıklıkta yapılacağı da Allah-u Teâlâ tarafından belirlenir.
Zira ibadetlere ancak Rabb-ül âlemin karşılık verir.
Başka kimse ibadetlerin karşılığını veremez.
Gidinceye kadar hemen herkes böyle düşünüyor olabilir.

Tosya Müftüsü Hikmet Yazıcı