“Te” Latince “tanrı” kelimesinin karşılığıdır, “teizm” de tanrıyı kabul eden felsefi görüş, önüne olumsuzluk eki gelmiş “ateizm” ise yaratıcı bir güce inanmayan anlayış demektir.

Ateizm fıtrata uygun olmayan, bu yüzden de Kuran’ın ciddiye almadığı, varlığını kabul etmediği bir anlayıştır. Kuran daha çok inancı konusunda insanlara yanıltıcı bilgiler vererek sahtekârlık yapan “münafık”lığa ve Allah’a başka güçleri ortak koşan “müşrik”liğe vurgu yapar. Bu şu anlama gelir: Yaratıcı bir gücü fıtrat olarak insanların reddetmesi mümkün değildir. Böyle bir iddiada bulunan aslında kendisini kandırmaktadır. “Allah”sızlık asla söz konusu değildir, asıl sorun Allah’ın adresini şaşırmışlıktır.

Böyle bir durum tespiti yaptıktan sonra, cismen var olmasa da zihnen var olduğu kabul edilen ateizmin, bu sanal olgunun ortaya çıkış sebeplerini irdeleyelim.

Ateizmin en temel sebebi baskıcı din eğitimidir. Yaratıcıyı reddeden kişilerin, yaratıcıyı kabul ettirme konusunda genellikle baskı ve şiddet uygulayan din eğitimcilerinden kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz. Aziz Nesin bir din âliminin oğludur ve yarım hafızdır. Despot babasından gördüğü şiddet onu ateist olmaya sevk etmiştir. Nitsche önemli bir ateisttir çünkü babası baskıcı bir papazdır ve oğlunun ateist olmasına neden olmuştur. Yazar Ahmet Altan’ın 2005 yılında yazdığı “Cami Işıklarına Bakan Çocuk” adlı makalesi bu bağlamda okumaya değer bir makaledir. Çocukluğunda son derece dindar olan ve Allah sevgisi taşıyan Altan, cahil bir Din Dersi öğretmeni sayesinde ateist olmuştur.

Ateizmin diğer temel sebebi de evrendeki kötülük sorunudur. Evrende mutlak kötülük yoktur, mutlak olan iyiliktir. Kötülük aslında insan eliyle yapılmış, yanlış tercihlerin ürünüdür. Bardağa dolu tarafından baktığımızda tümel değil tikel olan kötülük iyinin kıymetini bilme noktasında önemli rol üstlenmiştir. Çevredeki engelli ve perişan vaziyetteki insanların varlığını yaratıcının acziyeti gibi algılamak, dolayısıyla, ya “yaratıcı yoktur”, ya da “yaratıcı acizdir” yorumuna sebep olmaktadır. Ünlü fizikçi Stephan Hawking, zekâ düzeyi tartışmasız üstün bir ateisttir ve doğuştan sakattır. Yaratıcıyı kendi sözleriyle ispat ettikten sonra benim gibi bir dehayı sakat yarattığın için sana isyan ediyorum noktasındadır. Hawking'in "Evrenin Kısa Tarihi" adlı kitabındaki bilimsel kanıtları okuyan bir kişinin "ateist" olmaktan vazgeçmesi kaçınılmaz olacaktır. Hal böyleyken Hawking’in atesit olması nasıl açıklanabilir? Bu yaratıcı güce karşı cilveden başka bir şey değildir. Hawking’in şu cümlesine dikkat edelim, böyle bir cümle ateist bir kişiden sadır olur mu? “Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede genişleme oranı eğer 1 bölü milyar kere milyardan daha yavaş ya da daha hızlı olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çöker ve yok olurdu”.

Ateizm’in diğer bir sebebi de aslı bozulmuş hristiyanlıktır, ortaçağ papazlarına bir tepkidir. Bilimden uzak muharref hristiyanlık ateist üretim merkezi olmuştur. Marx "din uyuşturucudur" derken haklıydı. Çünkü onun tanıdığı din öyleydi. İslam'ı tanıtan ve almanca bilen bir müslüman olmadığı için bu sonuca ulaştı. Münib Engin Noyan’ın şu cümlesi bu gerçeği çok güzel ifade eder: “Eğer almanca bilen bir Müslüman o dönemde Karl Marks’a İslam’ı anlatsaydı, biz bu gün Abdullah Marks Efendi hazretlerinden bahsediyor olurduk”.

Darwin insanın maymundan evirildiğini ortaya atarken buna gerçekten inandığı için yapmadığını düşünüyorum. Kendisini bilim yapmaktan alıkoyan ortaçağ papazına tepki göstermeyi hedeflemiştir. Ne de olsa papaz insanlık tarihini anlatırken Adem ve Havva’dan bahsetmektedir. Üstelik Adem ve Havva’nın soyundan gelen ve tanrı kabul edilen İsa’nın da maymun soyundan geldiği iddiası papazı çileden çıkarmaya yetecektir. Darwin proteinlerin evrimle oluşabileceğini iddia ederken buna eminim kendisiş de inanmamıştır. Çünkü tek bir proteinin bile tesadüfen doğru dizilimle oluşma ihtimali teorik olarak 10 üzeri 950'de 1 dir. Bu ise gerçekleşmesi matematiksel olarak imkânsız bir ihtimaldir.

Din duygusu doğuştan gelir. Sintenis adlı bir sosyolog karısını kaybettikten sonra daha henüz çok küçük olan oğlunu da alarak şehrin dışında insanlardan uzak küçük bir çiftlik evinde yaşamaya başlar. Bir deney yapmaktadır ve din ve yaratıcı fikrinden oğluna asla bahsetmez. Sintenis'in inzivada büyüttüğü oğlu, on yaşına geldiği halde Allah adını ne işitmiş ne de okumuştur. İçinde bir eksiklik hisseder. Nihayet güneşe tapınmaya başlar. Bir sabah babası, diz çökmüş, ellerini göğe doğru kaldırmış küçük putperesti ilâhına şükrünü sunarken yakalar. Sonuç olarak bu olayı örnek vererek "çocuğu yapay olarak toplumdan uzak yetiştirmekle, onun inanmaktan ve tapınmaktan uzak kalacağı garanti edilemez" sonucuna ulaşır. Yani din duygusu montaj bir duygu değil "fıtri" (doğuştan gelen) bir duygudur. İnsanlar doğasına asla başkaldıramaz. Cinsel dürtüler de doğuştandır ve köreltebilir mi? Bir yere kadar… Sonra da bir yerde patlar ama tam patlar. Evlenmesi yasaklanan Katolik rahip ve rahibelerin cinsel sapkınlıklarının önüne geçilebilmiş midir? Bu tür efsaneler tarihin en çok anlatılan fıkraları arasındaki vazgeçilmez yerini almıştır.

Geçtiğimiz yıllarda bir derste ateizmi anlatıyorum ve bir öğrencim bir gün önceki depremden söz etti. Gece yarılarına kadar iki ateist öğrenci (ki o an sınıftaydılar) Allah'ın yokluğundan bahsetmişler, bu öğrencim de varlığından bahsetmiş. Pazar sabahı tam da kahvaltı sofrasında 5.4 şiddetinde bir deprem gerçekleşir. Ateist öğrencilerden bir tanesi "salli-barik neydi lan o dua" diyerek ayağa fırlar ve Allah’a inanan öğrencim kahkahayı basar. Bütün mesele bundan ibarettir, iç sesinize kulak vermezseniz sonuçları trajikomik olur. Bir filozofun dediği gibi “batan bir gemide ateist olmaz”. Kendimizi kandırmayalım…

YORUM YAZ

Ad Soyad:
Yorum:

Yorum yazmak için bu alanı kullanabilirsiniz. Yorum yazarken lütfen aşağıda yazılan uyarıları göz önünde bulundurunuz!
@name x
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Yorumlar

Toplam 1 yorum mevcut
aslıhan demir 2 ay önce yorumlandı

ateist olmak yaratılaşa ters bir durum bence.kendini ben ateistim diye tanımlıyanlar sanırım bu işin sükseine kaptırıyorlar.yazıyı çok beğendim.

@Cevapla