18 Temmuz 2012 Çarşamba

    RESİM VE HEYKELE DAİR ÖNYARGILAR

    09 Temmuz 2012, 19:56
    Bu makale 217 kez okundu
    RESİM VE HEYKELE DAİR ÖNYARGILAR
    Adem GÖKSÜGÜR
    Dinimizin resim sanatına sıcak bakmadığı yönünde halk arasında yaygın bir kanaat var. İlahiyatçı kişiliğimle ressamlığı nasıl bağdaştırdığım konusunda zaman zaman eleştirel sorularla karşılaşıyorum. Bu çarpık bakıştaki yoğunluk derecesinin zayıf olduğunu memnuniyetle karşıladığımı belirtmeliyim.
    Bu tür sorulara verdiğim cevabı da enine boyuna sizlerle paylaşmak istiyorum.
           Bir öğretmen öğrencisinin, bir usta kalfasının, bir anne-baba evladının başarısıyla övünecektir kuşkusuz. Çünkü bu başarıda kendi payları oldukça büyüktür. Allah da kullarını varlıklar âleminin en mükemmeli olarak yarattığını ve yeryüzüne kendi halifesi/temsilcisi olarak gönderdiğini belirtmiştir. Sonsuz yaratma kudretine sahip olan Allah, kuluna verdiği sanat yeteneğini neden yasaklasın ki? Nitekim ne Allah ne de onun elçileri böyle bir yasak getirmemiştir.
     
           Cahiliye dönemi Arapları sıradışı buldukları her nesneye taparlardı. İlginç bir ağaç silueti, muhteşem bir kaya parçası, alışılmadık bir güzelliğe dönüşmüş kum tepeleri… Hepsi tapılmaya layıktı onlar için. Buradaki sorun çevrelerindeki sıradışı objeler değildi kuşkusuz, sorun bizzat kendileriydi. Bu yüzden peygamberlerin görevi tapılan güzellikleri yok etmek değil, tapılacak yegâne varlığın Allah olduğu fikrini bu insanlara öğretmek olmuştur. Bu bağlamda unutmamak gerekir ki, yüce peygamberin kırdığı putlar sanat eserleri değildi, sadece tapınma amaçlı yapılmış paganlardı. Bu gün hangi ressam, hangi heykeltıraş, hangi rölyef sanatçısı insanlar tapsın diye eserler ortaya koyuyor? Resim ve heykeli bu amaçla yasaklamak; güneşe tapan insanları eğitmek yerine güneşi balçıkla sıvama gayretine benzer.
            
           Günümüz insanının paganı cebindedir, paraya tapmaktadır bu günün insanı. Parayı, malı, mülkü, maddeyi yok mu edelim şimdi? Yoksa paranın amaç değil araç olduğunu mu öğretelim insanlara…
     
    Resim sanatının üç boyutlu uzantısı olan heykelin sabıkası ise daha da kabarıktır bu anlayışa göre. Kutsal kitabımız Kuran’da bu konuda bir yasak olmadığı gibi aksine Sebe Suresinin 13. ayetinde heykel yapmak, Allah’a şükretmeyi gerektirecek bir çalışma olarak değerlendirilmektedir:
     
    “Onlar (cinler) Süleyman için isteğine göre mâbedler, heykeller, büyük tekneler kadar geniş havuzlar ve sağlamca tesbit edilmiş kazanlar yaptılar. Ve dedik ki: “Ey Davud kavmi, Bana karşı şükür duygusu içinde çalışın; ve unutmayın ki kullarım arasında hakkıyla şükredenler çok azdır!”(Sebe:13)
     
    Sorun ne resim sanatındadır ne de heykel sanatında, sorun bu sanatlar aracılığıyla verilmek istenen bozuk mesajlarda, ya da mesaj doğru verilmişse bu mesajı doğru anlayamayan bozuk zihniyetlerdedir.
     
    Tüm resim ve heykel sanatçıları doğru mesaj verdikleri sürece kendilerine bu yeteneği bahşeden yaratıcıya şükretmekle yükümlüdürler. Yukarıdaki ayet bunu gerektiriyor çünkü…

    Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

    • Ad Soyad:

    • Yorum:

    •  

      @name x

    • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

    GAZETE MANŞETLERİ

    HAVA DURUMU

    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:

    ANKET Sonuçlar Tümü

    ?Sizce Hangi Yayın Organı Daha Etkin ?

    NAMAZ VAKİTLERİ

    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:

    KİM KİMDİR? Tümü

    • Celal - Zade Mustafa Çelebi
    • Şıpka Kahramanı Müşiir Süleyman Paşa

    KARİKATÜR

    SENDE YAZ

    Ziyaretçi Defteri

    Siz de yazmak istemez misiniz?

    ARŞİV