SON DAKİKA
ELEŞTİRMEK, YANİ KARŞILIKLI ELEMEK…![]()
Adem GÖKSÜGÜR
Geri kalmışlığımızın yegane sebebi, eleştiri kültüründen yoksunluğumuzdur. Oldukça iddialı olan bu cümlemi izninizle biraz açmak istiyorum. Eleştirmek, elemek fiilinden türemiştir. “Karşılıklı olarak bir nesnenin işe yaramayan kısımlarını atarak işe yarayan kısımlarını alma eylemi” diye tanımlayabiliriz eleştiriyi. Bu eylem daha çok düşünceleri elemekte kullanılır. Düşünmek ise insanı insan yapan en önemli unsurdur. İnsandan öyle bir şeyi çekip alın ki, geriye hiçbir şey kalmasın desem cevap kuşkusuz “düşünce” olacaktır. Düşünce; inancı da, sanatı da, üretimi de, sevgiyi de, paylaşımı da kapsar… kısaca güzel olan her şeyi kapsar. İşte insanlara rahmet olarak gönderilen yüce peygamberin güzel bir sözü: “Bir saatlik düşünme bin yıllık nafile ibadetten daha hayırlıdır.” René Descartes’in meşhur “Cogito ergo sum” (Düşünüyorum o halde varım!) sözünü duymayanınız var mı bilmiyorum. Düşünmeyi de “dış dünyanın insan zihnine yansıması” olarak tanımlayabiliriz. Düşünme eylemi “akıl” denen büyük nimetin bir fonksiyonudur. Düşünceye kapalı bir akıl ancak hayvanlarda bulunur. Rahmetli dedemin atı da akıllıydı ama düşünemiyordu. Tarladan eve koşullanmış refleksi sayesinde yolu şaşırmadan gelebiliyordu.
“Böyle bir başlık ve böyle bir giriş de neyin nesi?” diyebilirsiniz… Yazılarımızın zülf-i yare dokunduğu konusunda güçlü bir kanaat var. Olay ve olgulara şimdiye kadar hiç bakılmamış tarafından baktığımız doğrudur. Aslında bakılması zorunlu olan Kuran penceresi ne zaman aralansa bu tür eleştiriler yapılır. Kuran en önemli kaynak, ilahi kriterleri başka nerede arayacaktık yani? Dine duyarlı çevreleri, alışık olmadıkları bu bakış açısına ünsiyet kazanmaları konusunda yardımcı olmak lazım. Oturup önyargısız bir şekilde karşılıklı elememiz gereken birçok malzeme! Bazı çevrelerce her zaman yapıla gelen yapıldı ve erkek çocukların sünneti konusu bazı çevrelerce elemeye değer görülmeden süpürülüp atıldı. Şüphesiz sevindirici olan tarafı da var olayın, takdir edip onaylayan hiç de az değil... Unutmayalım ki eleştirinin olmadığı yerde taassup yani fanatizm vardır. Fanatizm de anarşi ve terörün tetikçisidir. Sorgulanması yasak olan dogmalarla ağzına kadar doldurulmuş bir zihnin panzehiri de kuşkusuz “eleştirel düşünme yetisi”dir. Başınızı iki elinizin arasına alarak beyninizi adeta eritinceye kadar düşünün lütfen: Ortaçağ karanlığından kurtulmak isteyen batı, bizim akıl, bilim ve sanat yüklü medeniyetimizden aldığı ilhamla rönesans ve reform hareketlerini başlatıyor, biz ise bu gün rolleri değişmiş olmalıyız ki maalesef ortaçağımızı yaşıyoruz. Sayısal anlamda 1.5 milyarla dünyanın en kalabalık uygarlığına sahip olmamıza rağmen nitelik olarak en çok itilen kakılan, ezilen, tahkir edilen bir toplumuz. Üstelik “oku” diye başlayan ve beş yüzden fazla yerde düşünme ve akletme eylemine vurguda bulunan bir kutsal kitabımız var. Ne yazık ki, bu medeniyetin insanları aklı ve akletmeyi bir kenara bırakmış, kendilerinden önceki kuşakların ürettiği yorumları baş tacı ediyorlar. İnsan aklının yüce medeniyetler kurmasının önüne dikilmiş en büyük duvar “biz büyüklerimizden böyle gördük” duvarıdır. İşte size yüce peygamberimizin altın harflerle yazılması gereken bir sözü: “Bir kişinin Müslüman olması, onun akıl düzeyi bilinmedikçe sizi sevindirmesin”. Unutulmamalıdır ki değiştirmek istediğimiz ya da reforme etmek istediğimiz şey din değil dinin anlaşılma biçimidir. Bir başka deyişle deforme olmuş şeyler reforme edilmeye muhtaçtır, dolayısıyla da dinimiz değil dini yorumlama biçimimiz deforme olmuştur. Dini değil dini anlama biçimimizi yeniden yapılandırmalıyız o halde. Bu bağlamda yıllardır hiç değişmemiş olmakla onur duyan insanlar zavallı insanlardır, çünkü değişmeyen tek şeyin değişimin bizzat kendisi olduğunu kavrayamamışlar. Taklit karanlığından düşünce aydınlığına, gelenek kısırlığından akletme üretkenliğine geçemeyenler, geçmişin ateşini değil küllerini savurmaktadırlar. Çağlar üstü üretkenliğe sahip olan dinimizi çağın ihtiyaçlarına yanıt veremez duruma düşüren modern cahiliye toplumuna önemle duyurulur… Adem Göksügür
goksugur@gmail.com
Bu makale 213 kez okundu
Yükleniyor...
Yorumlar yüklenirken lütfen bekleyiniz...
YAZARLAR Tümü
SON DAKİKA
ÖZEL HABER
HAVA DURUMU
NAMAZ VAKİTLERİ
SÜPER LİG
|