MHP'yi asıl bu zihniyet bitirir diyen Salih Tuna'nın bugünkü yazısının konuyla ilgili bölümü:

"Yeni CHP"nin yeni elemanlarından Binnaz Toprak geçenlerde bir ayet meali hakkında "Çok sinir bozucu söz" demişti de, benim güzel "Ablacığım" tevil etmek için adeta kendini paralamıştı.

Halbuki bu kadar kıvranmanın hiç gereği yoktu.

Ayet mealini herhangi bir söz zannederek bühtan etmek sadece Binnaz Toprak'a özgü bir "hata" değildi ki.

Bu ülkede "din"den bahis açılınca belirli çevrelerde otomatikman cehalet başlıyordu zaten.

"Kürtleri kucağımıza oturtacağız" diyen "Yeni CHP"nin bir başka yeni yüzü de, seçim beyannamesinin cuma vaktine denk getirilmesi hakkındaki bir soruya, "Cumayı kaza etsinler" demişti.

Örnekler o kadar çok ki hangi birini sayayım.

Ne ki, hazır laf cuma namazından açılmışken Cumhuriyet gazetesinin bir haberini zikretmezsek olmaz: "ABD, Kolombiya Üniversitesi'nde 'Günümüz Türkiye'sinde İslam' konulu bir sempozyuma ev sahipliği yapacak (...) oturum aralarına namaz molası konulmasının yanısıra 'toplu cuma namazı arası' düzenlendi..."

"Toplu cuma namazı" ha?!

Ben işte bu cehalete biterim.

Dindarları hemen her sayısında "mürteci" diye aşağılayan Arda Uskan yönetimindeki Nokta dergisinde vaktiyle arzı endam eden "Bu yıl hac mevsimi Kurban Bayramı'na rastlıyordu..." ifadesiyle yarışır bir cehalet örneğidir bu!

Gazetecilerimiz, politikacılarımız böyle de "aydınlarımız" çok mu farklı?

Bunlardan biri "Şeriata göre kadınlar sokağa yanlarında bir erkek olmadığı halde yalnız başlarına çıkamazlar" demişti, "O halde üniversiteye kendi başlarına giden tesettürlü kızlar da şeriatı çiğnediklerini fark etmemektedirler..."

"Bunlardan biri" dememe bakmayın, herhangi biri değil!

Ağzı bozuk (en azından bana gönderdiği oldukça gerzek mail böyleydi) biri olduğu için adını vermeye lüzum görmedim ama gerçekten de bir kültür allamesi...

"Annales Okulu"nun Türkiye'deki başbayii.

Aynı zamanda feci bir mütercim. (Foucault'ya yaptığı sadece tercüme fecaati değil, bir insan hakları ihlalidir diyeyim de anlayın.)

Birçok eserin de müellifi.

Hulasa, çok kültürlü bir insan evladı...

"Lakin sıra dini konulara gelince, o dünya kültürünü yalayıp yutmuş adam birdenbire Yazgülü Aldoğan'ın seviyesine düşüyor! / Türk aydınının en büyük sorunu da bu galiba! / Din, İslam, şeriat deyince hepsi birden Yazgülü Aldoğan veya Ruhat Mengi'ye dönüşüyor!.."

Mahut ifadesi nedeniyle 27 Ekim 2010 tarihli Yeni Şafak'ta bunları yazmıştım.

Maksadım asla bağcı dövmek değil, bir "sorunun" altını çizmek.

Dolayısıyla kitaplarından istifade ettiğim, dünya çapındaki tarihçimiz Kemal Karpat bile böylesi basit hatalar yapabiliyor.

Mesela, "İkinci Mahmut reformlara başladığında, 'Benim yaptıklarımı meşru göstermek için bana hadisler bulun' diye emir verdi. 35 kadar ayet bulup getirdiler..." demişti.

Basit dil sürçmesi olsa hadi neyse.

Neşe Düzel, "Alkım"dan çıkan "Korkusuz Tarih" adlı herkese tavsiye edeceğim kitabında bu söyleşiye de yer vermiş. Baktım, aynı hata kitapta da var.

Hadi bütün bunlar milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakar bir gelenekten gelmiyor.

Ya MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'a ne oluyor?

Uğur Dündar'ın programında "Cenabı Hak bir hadisi şerifinde diyor ki..." nasıl der?

Seyyid Ahmet Arvasilerin, Erol Güngörlerin, Dündar Taşerlerin kültürel mirası üzerinde yükselen MHP'nin Grup Başkanvekilliğine kadar yükselen bir insan evladı nasıl olur da hadisle ayeti tefrik edemez?

Bir Nevzat Kösoğlu'nun, bir Ramiz Ongun'un böyle bir "hata" yapacağına imkan ve ihtimal verebilir misiniz?

İmdi, daha ayetle hadisi tefrik edemeyen adamlar başkanvekili veya Engin Alan gibi başörtüsünü fişleyenler birinci sıradan milletvekili adayı, (fikirlerine katılmazsanız da) Ümit Özdağ gibi davasının bilincinde, şahsiyetli ve entelektüel ülkücüler seçilemeyeceği sıradan milletvekili adayı!!!

MHP'yi bence o kaset alçaklığı değil, asıl bu zihniyet vurur.