BİR OLALIM
Değerli Okur Kardeşim; Milletleri yaşatan, ilerleten ve yükselten sihirli kuvvet, birlik ve beraberlikleridir. Birlik ve beraberlikten yoksun olan toplumların, dünya milletleri arasında istenilen yerini almasına imkan yoktur. Bir milletin birliği ve beraberliği çeşitli nedenlerle zayıflarsa veya bozulursa o ülkede ilerleme ve yükselme olmayacağı gibi, o milletin istikbalini koruması da zorlaşır, hatta imkansız hale gelir. Bir toplumda, birlik ve beraberliğin sağlanması için o toplumda yaşayan herkese bir takım görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında, fertlerin kendi çıkarlarını bir yana bırakıp, kardeşlerinin çıkarlarını ön plana alarak bunların gerçekleşmesi için çalışması gerekir. Herkes kendi görevini eksiksiz yaptığı, milleti ve vatanı için istenilen feragati ve fedakarlığı gösterdiği sürece o toplumda ilerleme, yükselme, huzur ve güven vardır. Aksi takdirde birlik ve beraberlik, dirlik ve huzur bozulur, güven sarsılır.
Ümmetin yükselmesi, bizlerin birlik ve beraberlik içinde bulunmamıza bağlıdır. Birliğin olmadığı yerde dağılma, parçalanıp bölünme, kin, nefret ve düşmanlık vardır. Nitekim Yüce Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de: “Hep beraber Allah’ın ipine sarılın, ayrılığa düşmeyin, Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Siz düşman iken, kalplerinizin arasını uzlaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi ondan kurtardı.” buyurarak birliğin önemini, düşmanlığın, çekişmenin ve dağılıp parçalanmanın tehlikelerini bizlere beyan etmiştir.
Müslümanları bölüp parçalamak için İslam’ın ilk yıllarından itibaren fitne ve fesat hareketleri başlamış, çeşitli şekillere bürünerek bulaşıcı bir hastalık gibi günümüze kadar gelmiştir. Bugün ise, bizleri savaş alanlarında yenemeyen ve bizimle bir daha savaşmayı göze alamayan şer güçler, çirkin emellerine ulaşabilmek için, ümmet içinde her türlü fitne ve fesat tohumları ekerek, milletimizi içten çökertmeye çalışmaktadırlar. Tarih şahittir ki, inançları sarsılmış, dinî ve millî değerleri yıkılmış, birlik ve beraberliği yok olmuş milletlerin ayakta durduğu görülmemiştir. O halde aynı imanı taşıyan, aynı dine inanan, aynı Kur’an-ı okuyan, aynı kıbleye yönelen ve aynı Peygamberin yolundan giden biz Müslümanlar, Millet olarak birlik içinde olmalıyız. Bu sadece millî bir görev değil, aynı zamanda çok büyük dinî bir sorumluluktur. “Bölünüp parçalanmayın” diyen ilâhî bir kitabın mensupları olduğumuzu, “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” diyen bir peygamberin ümmeti olduğumuzu, “Milletimin ayrılığa düşmesi kabrimin köşesinde bile beni rahatsız eder” diyen bir ecdadın torunları olduğumuzu unutmamalıyız.
Kıymetli Okur Kardeşim; Bir saadet güneşi olarak doğan İslamiyet, renkleri, dilleri ve kökenleri ayrı olan insanları aynı inanç etrafında birleştirmiş, kin ve düşmanlıkları ortadan kaldırarak, dünyamıza, insanlığa gerçek anlamda huzur ve barışı getirmiştir. Esasen İslam kelimesinin bir anlamı da “Barıştır” . Bu sebeple Müslüman huzur ve barış içinde yaşayan insan demektir. Huzur ve barış içinde olmak; birlik ve beraberliğimizi pekiştirmekle mümkündür. Söz sultanı H.z. Muhammed (s.a.v.)in buyurduğu gibi“Müslüman müslümanın kardeşidir… Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” Allah’a emanet olun.
BİR OLALIM
Halil İbrahim Sabırlı
Yorumlar