TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ ile yeni bir çıkış yakaladık…
Son günlerin tabiriyle Ukrayna’dan Rusya’ya, Ortadoğu’dan Asya ülkelerine, Avrupa’ya hatta ABD’ye kadar hemen hemen dünyanın her köşesinde “ciddi sıkıntılar” söz konusu…
Salgın krizinin akabinde enerji ve gıda başta olmak üzere tedarik zincirindeki büyük karmaşa ülkeleri yeniden 40-50 yıl önceki enflasyonla karşı karşıya getirdi…
Bu noktada Türkiye Ekonomi Programı ile ülkemizin bu dönemde, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla sağlayan görünümü, bizleri diğerlerinden ayıran belki de en önemli unsur…
Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi “Küresel ekonominin yeniden yapılandığı ve öngörülebilirliğin azaldığı bir dönemde sağladığımız destekleyici adımlar ve özel sektörün dinamizmi sayesinde ekonomimizin dayanıklılığını ve cazibesini korumayı başardık”.
Hatırlayın, geçen yıl yüzde 11’lik büyüme oranı ile Türkiye son 10 yılın en büyük büyümesine imza atarken G 20 ülkeleri arasında da ilk sırayı aldı…
Yine, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şu öngörüsü herhalde yaşananları en net şekilde ortaya koyan bir yaklaşım…
"Dünya ekonomisi ciddi daralmalarla yüzleşirken biz 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 7,5 ve ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 oranında büyüme kaydettik. Salgına rağmen beş çeyrektir devam eden dengeli büyümemizi bu dönemde de sürdürdük. İhracatımız bu ay itibarıyla yıllık bazda 250 milyar doların üzerine çıktı. Ülkemize, 2003-2021 döneminde 240 milyar dolardan fazla doğrudan uluslararası yatırım çekmeyi başardık. Sadece geçtiğimiz yıl ülkemize 14 milyar dolar değerinde yeni, doğrudan uluslararası yatırım geldi. Son 16 yılda Orta ve Doğu Avrupa'da en fazla uluslararası doğrudan yatırım alan ikinci ülkeyiz. Tüm bunlar Türk ekonomisinin gücü ve Türkiye'ye duyulan güvenin en somut işaretleridir. Bu başarıların elde edilmesinde Türkiye Ekonomi Modeli'nin çok büyük payı vardır."
Başka söze gerek var mı?