Basri BEKTAŞ kimdir?

1968 Ordu/Korgan doğumlu olan Basri BEKTAŞ İlkokulu köyünde İmam Hatibi 1989'da İstanbul İmam-Hatip Lisesinde bitirdikten sonra İstanbul'un çesitli semtlerinde ve Ordunun Korgan ilçesinde vekil ve fahri İmam Hatiplik ve Kuran Kursu hocalıkları görevlerinde bulundu.

1992'de Şırnak İli Silopi İlçesinde İmam Hatip olarak Resmi görevine başladı. Bundan sonra sırasıyla Samsun Bafra Samsun Merkez Köylerinde İmam-Hatiplik görevlerinde bulundu.

1995 yılında Samsun Ondokuz Mayıs İlahiyat Fakültesini kazanıp 2001 yılında mezun oldu. Fakülteyi okurken arada Askerlik görevini de yerine getiren Basri BEKTAŞ daha sonra Konya Selçuk Eğitim Merkezinde ihtisas yaptıktan sonra Sinop ili Boyabat ilçesine Vaiz olarak atandı. Buradaki üç yıllık Vaizlik görevinin akabinde 20.11.2006 da Erzincan’ın Kemaliye ilçesine Müftü olarak atandı. 20.11.2009 tarihinden itibaren de Ayancık Müftüsü olarak göreve başlayan müftümüz, evli, iki kız ve bir oğlan olmak üzere üç çocuk babasıdır.

İmamlar Dirilirse” adlı kitabı ile ilgili açıklamalarda bulunan Tosya İlçe Müftüsü Basri Bektaş, kitabında genel bir Müslüman ideali nasıldır?, günümüzdeki İmamlar kimdir?, İmamlar nasıl olmalıdır?  Konularına değindiğini belirtti. 

Müftü Bektaş, “Her kesimden ve sınıftan insanın, biz din gönüllülerini bir tanımlama yaparak farklı gruplara ve farklı kümelere yerleştirmelerine gönlüm rıza göstermemektedir. Bizim yapmak istediğimiz muhataplarımızın her iki yanına da ‘Bizler ne sizin dediğiniziz, nede öteki tarafın dediğiyiz. Bizler yeryüzüne hayat veren dinin mümessilleriyiz. İtibarımız inancımızdır. İtibarımız Kitabullahtır. Marifetimiz Allah(cc) ismine izafetten gelmektedir. İşimiz ise ibadettir. İbadeti yere, göğe ve bütün canlılara yaptırmaktır’ diyerek ölü hale gelen şu karanlık dünyamıza ışık getirerek tekrar dirilmesini sağlamaktır. Ölü toprağı serpilmiş Müslümanların önüne geçerek başsızlığın belasından cemaat olma şuuru içerisinde kıyama durmalarını sağlamaktır.” dedi.

İmamlar Dirilirse adlı kitap çalışmasının 7 yıllık bir araştırmanın ürünü olduğunu dile getiren Bektaş “Bu süre içerisinde çok çeşitli kaynaklardan yararlandım. İmam-Hatip kardeşlerimizle görüşmeler yaptım. Yetkili makamlardan bilgiler edindim. Meramımızı doğru ve anlaşılabilir bir şekilde aktarmaya çalıştım. Dıştan olmasa da içten içe ümmetin derdiyle kavrulan bir imamın, bir müftünün sesi olarak konuşamayanı konuşturmuş, söyleyemeyenin dili olmuş isek ne mutlu bizlere!” diyerek sözlerini tamamladı. 

Editör: TE Bilisim